Ebeveyn olarak çocuğunuza yapacağınız en anlamlı iyiliklerden biri yaşama güvenli bir şekilde bağlanmasını sağlamak. Erken dönem çocukluk döneminde bakım verenle ilişkiler sonucu gelişen güvenli bağlanma tarzı, çocuğunuzu yetişkinlik yıllarında da değerli, sevgi dolu, hayata ve insanlara bağlı biri olma konusunda ona sağlam bir zemin oluşturacaktır.

Bir çocuğun güvenli bağlanma geliştirdiğini anlamanın en önemli yollarından biri; meraklı keşif davranışlarını yapabilmesi ve devamında huzur, sevgi ve rahatlama için size geri dönmesidir. Başka bir deyişle; güvenli bağlanma tarzına sahip çocuklar, rahatlıkla uzaklaşabileceğini ve yeri geldiğinde dönebileceği ”güvenli limana” sahip olduğunu içselleştirmiştir. Bu sayede bir çocuk yaşamı boyunca sağlıklı ilişkileri kurabilme ve sürdürebilmede belirgin bir zorlanma yaşamayacaktır. Bunun en önemli nedenlerinden biri çocuğun temel bakım verenle ilişkisinde saklıdır. Güvenli bağlanan çocuklar bağlandığı figüre yönelik (genellikle anne vs.) derin bir güven duygusu geliştirirler. Hayatın başında temel bakım veren bağlanma figürü iken yaşamın ilerleyen dönemlerinde bu bir öğretmen, sevgili ya da eş olabilir. Yaşamın herhangi bir döneminde birine bağlanma beraberinde ihtiyaç halinde destek arayışını da getirir.

Güvenli bağlanma stiline sahip biri, dış dünyayı keşfetme konusunda isteklidir çünkü başı sıkıştığında, stres düzeyi arttığında onun için orada olacak birilerinin (anne, baba, eş vs.) varlığından, desteğinden emindir.

Sağlıklı, Güvenli Bağlanan Bir Çocuk Nasıl Yetiştirebilirim?

* Bebeğiniz/çocuğunuz korktuğu ya da olumlu/olumsuz hislerini paylaşmak istediği zaman onu ilgiyle dinleyin.

* Uzun süreler boyunca çocuğunuzu ihmal etmeyin, uzun süreli ayrılıklar yaşatmayın, çocuğunuza kavuştuğunuzda sizinle yeniden temas etmesine, yakınlık kurmasına izin verin. Fiziksel ve duygusal yakınlık gösterin. Örneğin işten eve döndüğünüzde çocuğunuzla kaliteli zaman geçirin.

* Hatalı davranış ve tutumlarınız olursa samimi bir şekilde ondan özür dileyin. Hatalı davranışlarınız, aşırı tepkileriniz olduğunda bunları düzeltme yönünde kendinizi motive edin ve onarma girişiminde bulunun.

* Davranış ve söylemlerinizde tutarlı olun ki çocuğunuzun size güvenebilsin. Tutabileceğiniz sözleri verin. Nasıl olsa çocuktur kanar diye yalan söylemeyin, kandırmayın.

* Çocuğun yaşamındaki belirsizlikleri olabildiğince azaltmaya çalışın. Çocuğunuz başka bir şeyle ilgilenirken gizlice, kaçar gibi ondan uzaklaşmayın. Gündelik programınızı, ne zaman nereye gideceğinizi, ne zaman döneceğinizi ona anlatın ve bunlara azami ölçüde uymaya çalışın. Eğer çocuğunuz kaygılı bir yapıya sahipse özellikle ne zaman anneanne/babaannede kalacağı, ne kadar süre kalacağıyla ilgili rutin bilgileri vermek rahatlatıcı olabilir.

* Kısa ya da uzun ayrılıklardan sonra çocuğunuzun size karşı öfkesi, kırgınlığını anlamaya çalışın. Duygularını anladığınızı ona gösterin. Sizi yok sayıyormuş gibi davransa da bu davranışının incinmemek için geliştirdiği bir savunma yöntemi olduğunun farkına vararak daha fazla sabırlı, şefkatli olun. Bu tarz zamanlarda birlikte geçirdiğiniz vakitleri artırın ve gerçek bir ilgi, dikkat sergileyin.

* Çocuğunuzun mizacına uygun ebeveynlik yapın. Kaygılı mizaca sahip bir çocuğun daha fazla desteklenmesi gerekebilir. Bu tarz durumlarda bir yandan davranış ve tutumlarınızla temel güvenini güçlendirmesine olanak tanıyın diğer yandan da keşfedici davranışlarını övün. Çocuğunuzun sizden kademe kademe ayrışmasına olanak tanıyın. Kaygısıyla empati kurun, katı bir şekilde eleştirmeden olumlu davranışlarına odaklanın.

* Çocuğunuzun sevilme, güvende hissetme, onaylanma gibi duygusal ihtiyaçlarına karşı hassas olun. Kimse mükemmel olamaz, elinizden geldiğince bu yönde çaba sarfetmeniz yeterli.

Uzman Klinik Psikolog Onur ARSEL

Gelişim Psikiyatri & Psikoterapi Merkezi

0242 316 59 11